Web Sitenizde Bekleme Süresini Artırmanı yolları

Web Sitenizde Bekleme Süresini Artırmanı yolları Bekleme süresi ve bekleme süresinin nasıl artırılacağı genellikle arama motoru optimizasyonunun ihmal edilen unsurlarıdır. Siz de büyük olasılıkla çoğunlukla sitenize ziyaretçi çekmeye odaklanırsınız ve onları sitenizde nasıl tutacağınız konusunda nadiren düşünürsünüz.

Ancak, bekleme süresi, ziyaretçilerin sitenizde geçirdiği süre önemli bir göstergedir. Daha uzun bekleme süresi genellikle olumlu bir kullanıcı deneyimine işaret eder. Bu aynı zamanda arama motorlarının fark ettiği bir şeydir.

Bu nedenle, bu yazıda sitenizde kalma süresinin nasıl artırılacağı konusunu ele alacağız. Bunun için önce kalma süresinin ne olduğunu ve neden önemli olduğunu inceleyeceğiz. Bundan sonra, kısa bir süre içinde nasıl ölçüleceğini tartışacağız ve sitenizdeki bekleme süresini nasıl artıracağınıza dair bazı pratik önerilerle gönderiyi bitireceğiz.

Bekleme Süresi Nedir Neden Önemsemelisiniz?

Temel olarak, bekleme süresi, arama motorlarına ziyaretçilerinizin ihtiyaçlarını karşılamak için ne kadar iyi yönettiğinizi söyleyen bir metriktir. Sayfanızda çok fazla zaman harcıyorlarsa, bulduklarını beğendikleri ve içeriğinizin sitenize geldiklerini yerine getirdikleri anlamına gelir.

Kullanıcılara mümkün olan en iyi arama sonuçlarını sunmak arama motorlarının görevi olduğundan, ziyaretçilerin sayfanızdan memnun kalmasını görmek iyi bir şeydir. Sonuç olarak, sayfanızı arama sonuçlarında tanıtmak için bir neden olacaktır. 

Bekleme Süresinin Hesaplanması

Geliştirmeye çalışmadan önce, sitenizin şu anda kalma süresi açısından nasıl ilerlediğine dair bir fikriniz olması gerekir. Sonuçta, iyileştirmeleri sadece net bir resimden önce varsa ölçebilirsiniz.

Bununla birlikte, Google Analytics’i veya seçtiğiniz analitik aracını kontrol ettiğinizde, her yerde görüntülenen bekleme süresini bulmak için zorlanırsınız. Google’ın sunduğu tek şey sayfadaki zaman ve hemen çıkma oranıdır.

Bunlar, kalma süresini yaklaşık olarak tahmin etmek için yararlı metrikler olmakla birlikte, aynı değildir:

• Bekleme süresi – Belirtildiği gibi, bu, bir arama sonucunu tıklayan ve arama sayfasına (ve yalnızca arama sayfasına) geri dönen biri arasındaki zaman aralığı anlamına gelir.
• Hemen çıkma oranı – Yalnızca bir sayfayı ziyaret ettikten sonra sitenizden ayrılan kullanıcıların yüzdesi. İki saniye veya bir saat orada geçirdikleri önemli değildir, ikinci bir tıklama olmadan her ikisi de hemen çıkma olarak sayılır.
• Sayfada geçirilen süre – Başka bir yere geçmeden önce kullanıcıların sayfanızda geçirdiği süre anlamına gelir. Bir sonraki hedefleri arama sayfası, sitenizdeki başka bir sayfa veya tamamen farklı bir web sitesi olabilir.

Kısacası, bekleme süresi, hemen çıkma oranı ve sayfadaki zamanla ilgili olsa da, ikisi de değil. Aynı zamanda, bekleme süresini ölçmenin resmi bir yolu yoktur. 

Sonuç olarak, bu iki metrik, sayfalarınızın kalma süresinin ne kadar etkili olduğunun bir göstergesini vermenin iyi bir yoludur. Bu nedenle, herhangi bir düzeltici işlem yapmadan önce, iyileştirmek istediğiniz sayfalar için bunları not etmek iyi olur. 

Bekleme Süresini Artırmanın Etkili Yolları

Pekala, artık bekleme süresinin neden önemli olduğunu ve web sitenizdeki işlerin durumunu bildiğinize göre, harekete geçme zamanı. Bekleme süresini artırmaya çalışmak, kısaca, iki faktöre bağlıdır diyebiliriz

• Mükemmel bir kullanıcı deneyimi sunmak
• Alakalı, benzersiz, değerli ve ilgi çekici içerik oluşturma

Sitenizi Optimize Edin

Kullanıcıların sitenizde gördüğü ilk şey, site hızı ve tasarımdır bu iki faktör kullanıcı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. 

• Sayfa yükleme hızı – Kullanıcıların yüzde 40’ı yüklenmesi üç saniyeden uzun süren bir siteyi terk edecektir. Üç saniye mi? Bu, hemen çıkma oranını cümleyi hecelemenizden daha kısadır. Sonuç olarak, sitenizde kalma süresini artırmak için ilk adım web sitenizi nasıl hızlandıracağınızı öğrenmektir.
• Tasarım – Web tasarımının, ziyaretçilerin web sitenize güvenip güvenmediği konusunda çok fazla etkisi vardır . Bu yüzden net olduğundan ve hedef kitlenizle yankılandığından emin olmanız gerekir. Basit arka planlar, bol miktarda beyaz alanın yanı sıra net ve okunması kolay yazı tipleri arkadaşınızdır.
• Düzen – Tasarım ve düzen el ele gider. İçeriğinizi orta aşamada olduğundan ve kolay okuna bildiğinden emin olun
• Mobil optimizasyon – Mobil cihazlarda bekleme sürenizi sıfırda tutmanın kesin bir yolu, yanıt vermeyen bir web sitesine sahip olmaktır. 
• Reklamlar ve pop-up’lar – Pop-up’lar bir e-posta listesi oluştururken kesinlikle gerekli olsa da, bazen can sıkıcı olabilir. Bu reklamlar için aynı. Reklamların kullanıcı deneyimini etkilemediklerinden emin olun. 

Kullanıcı İhtiyaçlarına Yoğunlaşın

Daha önce açıklandığı gibi, uzun bekleme süresi genellikle sayfanızın kullanıcı gereksinimlerini karşıladığı anlamına gelir. Bu yüzden ek bilgi aramaya karar vermeleri uzun zaman alıyor. Tersine, bekleme süresini artırmak için, onlara ayrılma için bir neden vermemeye çalışın. Bunu nasıl yapacağınız aşağıda açıklanmıştır:

• Kullanıcılarınızı anlayın – Kullanıcı amacını gerçekleştirmenin ilk yolu ne olduğunu anlamaktır. Kitlenizin kafalarına girebilir ve ne aradıklarını anlayabilirseniz, onlara vermek için çok daha donanımlısınız demektir. 
• Daha uzun içerik yazın – Uzun biçimli içerik, daha kısa yazılardan daha iyi performans gösterir. Uzun makaleler bir konuya daha derinlemesine dalmanıza ve okuyucularınızın daha fazla sorusunu yanıtlamanıza izin verdiği için sadece mantıklıdır. Daha fazla iş olmasına rağmen, sonuç alır.
• Doğru anahtar kelimeleri hedefleyin – Başlığınızdaki ve açıklamanızda ki anahtar kelimeler, parçanızın ne hakkında olacağı konusunda bilgi verir. Sonuç olarak gereksiz anahtar kelimelerinden kaçının
• İçeriğinizi güncel tutun – Eski içerik, ziyaretçileri geri düğmesine yönlendirmenin en iyi yollarından biridir. Bir makaleyi tıklamaktan ve korkunç bir şekilde güncelliğini kaybetmekten daha hayal kırıklığı yaratan bir şey yoktur. Şahsen nadiren iki yıldan eski arama sonuçlarını tıklıyorum. Diğerleri de aynı şeyi hissedecek.
• Sorulara ve yorumlara yanıt verin – en önemli konuşma yorum bölümünde gerçekleşir. İnsanlar makalelerinizle etkileşime girerse, yapabileceğiniz en kötü şey onları görmezden gelmektir. Başkaları yalnızca yorumları okumakla kalmaz (böylece sitenizde daha uzun süre kalır), onlarla etkileşime girdiğinizde, sitenize geri dönmeniz için de bir nedendir.

Dahili Bağlantıları Kullanın

Bekleme süresi sadece insanların geldiği sayfa ile ilgili değildir. Ayrıca, web sitenizde geçirdikleri toplam süre hakkındadır. Bu nedenle, onları daha uzun süre saklamak için bir sonraki yerlere verin.

Sitenizdeki ilgili yayınlara bağlantı vermek (bu parçada yaptığım gibi) bunu başarmanın yollarından biridir. Bir diğeri, kenar çubuğunuza veya yayınınızın en son, popüler veya ilgili yayınlarınızı listeleyen bir widget eklemektir.

Özetlemek Gerekirse

Bekleme süresi SEO dünyasında çok tartışılan bir konudur. Uzun zamandır bir kavram olarak görülmekle birlikte, birçoğu hala belirsiz. 

Bununla birlikte, Google’ın aslında bekleme süresini izleyip izlemediğini (muhtemelen yaptıklarını) fark etmek, artırmak için önlemler almak sadece sitenize yardımcı olabilir. Sonuçta, ziyaretçilerin SERP’lere dönmeden önce sitenizde geçirdiği süre önemli bir kalite göstergesidir. Sonuç olarak, bekleme süresini artırmak için herhangi bir önlem sitenizi ve genel olarak SEO geliştirir.

Kullanıcı deneyimine ve içeriğine ilişkin iki sütuna odaklanın. Web sitelerinde kalma süresini nasıl daha da artıracağına dair düşüncelerin var mı? Aşağıdaki yorumlar bölümünde biz,mşe paylaşa bilirsiniz